***Gülün Adı (***Orijinal adı: Il nome della rosa), İtalyan yazar Umberto Eco'nun 1980'de yayımlanan tarihi polisiye romanı.
1327'de İtalya'daki bir manastırda zehirlenerek öldürülen bir rahibin ardından başlatılan cinayet soruşturmasını anlatırken Ortaçağ Avrupası'nın olaylarını ve Ortaçağ felsefesini ele alır.12 Yazarın ilk romanı olan eser, 1980 yılında yayımlanmasından sonra kısa zamanda birçok dile çevrilmiş, 1986 yılında filme uyarlanmıştır. Dünya çapında en çok satan kitaplar listesinde yer alır ve birçok uluslararası ödüle değer görülmüştür.
Yedi günlük zaman dilimine bölünerek yazılan romanda olaylar, Fransiskenler ile Papa arasında dinsel ve siyasal gerginlik yaşanan bir ortamda geçer. Yazar, olayları Benedikten Rahip Adso'nun ağzından ben diliyle ve ortaçağın olayları ile paralellik kurarak anlatır. 3 Ortaçağın kilise kavgalarına, Papa ile din adamları arasındaki mezhep çatışmalarına, İsa’nın yoksulluğu üzerine tartışmalara, din adamları ve halk arasındaki sapkınlıklara, işkencelere yer verilir.
Romana ilham veren mekan, Torino Metropoliten Şehri'ne yakın dağlık bir bölgedeki Sacra di San Michele Manastırı'dr.4
Yazar, 12. yüzyılda yaşamış Benedikten Bernardo Morliacense’nin bir dizesinden esinlenerek salt bir rastlantı sonucu esere “Gülün Adı” adını verdiğini belirtmiştir: 5
1327'de İtalya’nın kuzeyindeki bir kilisede bir cinayet işlenir. Kütüphanede kitap kopyalamada görevli olan Otranto’lu rahip Adelmo, ölü bulunmuştur. Eski bir sorgucu rahip olan William, davayı araştırmak için görevlendirilir. William, çırağı Dom Adso’yu da yanına alarak yola çıkar. Gülün Adı, Adso'nun bu yedi gün süren bu soruşturma sırasında Latince kaleme alınmış anılarını içerir. Adso'nun babası İmparator’un yanında savaşan bir barondur ve rahibin yanında daha güvende olacağı düşüncesiyle Adso'yu Rahip William'a çırak vermiştir. O dönemde Papa gittikçe zenginleşmekte ve İsa'nın yoksul olduğunu, kilisenin de yoksul olması gerektiğini savunan Fransiskenleri yok etme hareketi sürdürmektedir. Kutsal Roma İmparatoru olarak Milano'da taç giyen Bavyeralı Ludwig Roma'ya yönelmiştir. İmparator ile Papa'nın buluşmasının arifesinde William ile Adso cinayet soruşturması için yola çıkar.
Uzun ve yorucu bir yolculuğun ardından manastıra geldiklerinde Başrahip, William'a keşişleri sorgulama ve manastırda serbestçe dolaşma yetkisi verir ancak kütüphaneye girmenin yasak olduğunu belirtir. Kütüphane, "Aedificium" denilen olağandışı büyüklükte, manastırın diğer yapılarından eski bir binadır. Tasarımını yalnızca kütüphaneci bilir ve bu sırrı kendinden sonraki kütüphaneciye aktarır. Bazı kitapların sapkın ve yanlış bilgiler içerdiği ve okunmaması gerektiği düşünülmektedir. Bu yüzden rahipler, yazıhanene çalışıp el yazmalarını kopyalar, düzenlerler ancak kütüphaneye giremezler. Bu açıklamalardan sonra William'ın kitaplığa girme isteği daha da çok artar. William ve Adso yedi günde yedi ölüm olayıyla karşılaştıktan sonra gerçeğe ulaşırlar.
Manastır rahipleri
Diğerleri
Orijinal kaynak: gülün adı. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page